Tek seferde tükenmeyecek Slash albümü: World On Fire

Bilenler biliyor Slash benim için çok önemli ve özel bir kaç müzisyenden biri. Gitar Tanrısı’yla Bir Gece yazımda da görebileceğiniz gibi, yakından görüp dinledikten sonra hayranlığımın 54511552 kat arttığı isimlerden aynı zamanda. Tabii o gece başka şeyler de oldu, mesela öncesinde gayet önyargılı olduğum Myles Kennedy ile ne kadar uyumlu olduklarını görüp en büyük taraftarlarından biri haline geldim.

Slash Featuring Myles Kennedy And The Conspirators tekrardan yepyeni bir albümle karşımızda (bunu tek nefeste söyleyen hayranlara 1 albüm bedava!). Yoğun ve nasıl geçtiği anlaşılmayan Eylül ayımıza ve muhtemelen tüm sonbaharımıza soundtrack olabilecek güzel bir iş var yine ortada. Ama öncesinde belirtmek gerekir ki, albüm Apocalyptic Love’dan ne bir eksik ne bir fazla. Aynı kalibrede sayılabilir. Bununla  birlikte tek farkı Apocalyptic Love’ı ilk dinlediğimde tüm albüme vurulmuştum ancak bu kez albüm dinledikçe güzelleşiyor ve yeniden dinleme isteği albümün finaline geldikçe ortaya çıkıyor…

Albümün kapak tasarımı oldukça beğendim. Beni ilk önce kapaktan vurdu denebilir. (Bkz; Eylül’de Slash ile burada buluşuyoruz: World On Fire yazım)

17 şarkı oldukça göz korkutan bir sayı. Ama tabii ki Slash bu, sıkılmak pek mümkün değil. Slash’s Snakepit dönemlerine tapıp albümlerini başucumdan ayırmayan, aynı şekilde Velvet  Revolver dönemini harcanmış olarak görüp pek sevmeyen ben için, Slash Featuring Myles Kennedy And The Conspirators; Slash’s Snakepit sevgime daha yakın bir yerde duruyor. Enerjileri aynı, Slash yaratıcı ve özgür görünüyor, duyduklarımız da bizi mutlu ediyor. Özellikle canlı performanslarda!

Albümle aynı adı taşıyan, açılış şarkısı World on Fire etkileyici (!) lyric videosu dışında pek de ısınamadığım bir parça. Bana oldukça “özensiz ve öylesine” yapılmış geliyor. Bu açıdan başlangıçta biraz hayalkırıklığına uğradığım söylenebilir. Neyse ki ardından gelen Shadow Life hemen albüme ısınmamızı sağlayacak güçte bir parça.

Automatic Overdrive, Wicked Stone ve 30 Years to Life pek de sürprizi olmayan ama yine de dinlerken yormayıp Slash’ten beklediğimiz standartları verdiği için başarılı parçalar.

Albümün yıldızlarından Bent to Fly, bir kez daha Myles’ın ne denli doğru bir seçim olduğunu kanıtlıyor. Aynı zamanda tam anlamıyla konserde bağıra çağıra eşlik etmelik olan bu parça, Slash Featuring Myles Kennedy And The Conspirators’ın en iyi işleri top 5’e oynayabilir.

Sadece girişi etkileyici Stone Blind ve olsa da olur olmasa da denebilecek Too Far Gone ile şüpheye düşmedim değil. Ama yine de bunu Slash standartları için söylüyorum yoksa bittabi harika parçalar genele baktığımızda.

Beneath The Savage Sun, Slash’i neden sevdiğinizi hatırlamak için iyi bir neden. Withered Delilah’da yine Slash standartlarına geri dönüyoruz. Batlleground ben tam bu yazıyı yazarken yaşanan hava şartlarına oldukça uygun (18 Eylül 2014, İstanbul, Yağmurlu ve karanlık) parçalardan.

Dirty Girl ve Iris of The Storm bana yer yer Alter Bridge’ı anımsatan parçalar.

Avalon, The Dissident (ki bu parça bence gerçek bir bomba) ve Safari Inn (ki harikasın Slash, bizi bunlardan mahrum bırakmadığın için teşekkürler!) ,  albümün Apocalyptic Love kardeşliğini bir kez daha kanıtlıyor.

Ve şimdi bana göre albümün en ama en özel bulduğum parçasına gelelim. Final parçamız, The Unholy. Slash’s Snakepit dönemleri tadında bir iş olmuş. Tek kelime ile bayıldım, benim için açık ara albümün en iyisi budur.

Slash sırf Guns N’ Roses gibi bir kasırgadan sağ kurtulup kendi imparatorluğunu kurduğu için bile saygı duyulası bir isimken, kalkıp bu albümün kötü olacağını düşünmüyordum tabii ki. Neyse ki beklentileri karşılayan, belki de çok çok da üstüne çıkan bir iş olmuş. Ama bu defa tek seferde yenilip yutulacak değil, sabırla ve yavaş yavaş yenecek bir albüm olmuş. Neyse ki önümüz kış, e trafik denen bir şey de var. İşte bu albüm trafikte baştan sona dinleyip, “dur bir daha bakayım şuna” deyip eve gidince defalarca dinleme isteği uyandıracak o harika albümlerden…

Ayrıca hadi yeni albüm şerefine bir kez daha gel Slash!

 

Ayrıca ön sipariş ile şu bıdı bıdıları da alabilirsiniz.

http://www.thestereoboutique.com/eu/s/slash

 

MÜŞRA DEMİR

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
4 Hot Indie Fashion Designers