Eğlenceli bir yolculuk: Walk Hard

Blog için verdiğim kısa, çok kısa, kısacık, ufacık bir aranın ardından yapacağım ilk şeyin bu eğlenceli filmi paylaşmak olmasına karar vermek kolay oldu tabii. Ama yazması zor oldu. Zira filmi izleme listeme neredeyse 2 ay öncesinde almama ve deli gibi merak etmeme rağmen bir türlü izleme fırsatı bulamadım. Neyse ki bu sorunu hallettim ve sonuç olarak bu filmi izlediğim için inanılmaz mutluyum!

 

Walk Hard: The Dewey Cox Story, bir müzik filmi evet. Ama diğer onlarca benzerinden onu ayıran özellikleri nedeniyle çok ayrı bir noktada durduğu da kesin. İlk olarak, rock n’ roll ekseninde geçen müzik filmlerinin, tüm gürültülü yaşam tarzına rağmen “içleri ısıtan öykü” kısmına değinmeden asla son bulmaması artık alışılmış bir klişe. Ama Walk Hard, daha çok herşeyi acımasızca eleştirmesi ve merkezindeki kurmaca bir müzik efsanesi olan Dewey Cox’un içleri ısıtmaktan çok antipati sınırında gezinen bir karakter olması; filmi bu klişeden ayırıyor.

Dewey Cox‘un küçükken yaşadığı o komik kaza, müziğe olan “abartılı” yeteneği, yer yer zeki yer yer aptal halleri, çapkınlıkları… Şu an bunları yazarken ve sahneler gözümün önünden geçerken bile gülmeden duramıyorum.

 

 

 

Dewey Cox’u canlandıran John C. Reilly gerçekten harika bir iş çıkarmış. Kendisini artık nerede izlersem izleyeyim, benim için sadece bir Dewey Cox olarak kalacak. Jenna Fischer ise özellikle 70’li yıllara çok yakışmış. Bir tek ben mi bu kızı Amy Adams’a çok benzetiyorum acaba?

Tabii ki filmin en hoş iki sürprizi; kendisi olarak yer alan Eddie Vedder ve Elvis Presley rolündeki Jack White‘ı görmek oldu. Zaten hiç bir ek faktöre gerek kalmadan sırf kendisi olarak ışıl ışıl parlayan bir insan Vedder, dolayısıyla sırf bir ödül töreni konuşmasında bile sesini duymak oldukça iyi geldi. Jack White ise Presley rolüne çok yakışmış, oldukça güldürdü.

 

Cox’un 50’lerden başlayarak yaşadığı müzik serüveni, dönemin müzik trendleri, rock müziğin ilk çıkışında gördüğü tepkinin anlamsızlığını açıkça yansıtması, yapılan göndermeler oldukça zekice. Punk’ı keşfettiği, LSD’ye bulaştığı, egosunun grubunu yerle bir ettiği sahneler; yaptığı bencillikler ve çocuksuluğu filmi daha da sevimli kılıyor.

Johnny Cash, Bob Dylan, Ray Charles, David Bowie, Roy Orbison, Queen, Meat Loaf, David Crosby, Jim Morrison (Zaten filmin orijinal afişindeki karesi, Morrison’ın ünlü pozunun aynısı), Elvis Presley, The Beach Boys, Stevie Wonder (bkz. koku duyusu kaybı) ve Michael Jackson; Cox’un film boyunca taklit ettiği, gönderme yaptığı sanatçılardan bir kaçı… Hepsinde  ayrı harika ama benim favorim kesinlikle Bob Dylan’ı taklit ettiği dönemler.

Kostümler ve filmin soundtrack albümü de, filmle ilgili diğer güzelliklerden.

Jack Black, Paul Rudd, Justin Long ve Jason Schwartzman‘ın Beatles üyelerini canlandırdığı dakikalar ise açık ara filmin en başarılı anları.

Kısaca, Walk Hard: The Dewey Cox Story diğer müzik filmlerinden ayrı bir yerde; oldukça hoş ve modunuzu anında yukarıya çekebilecek filmlerden biri.

İyi seyirler…

 

MÜŞRA DEMİR

 

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
Modada Sürdürülebilirlik Sadece Sınıfsal Bir Ayrıcalık Mı?