Öncelikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bu yazıyı yazmaya girişsem de (ki bkz: Neden sadece 1 gün kadınlar günü olsun, böyle günlere itiar etmek yerine her gününüzü o saygıyla ve sevgiyle geçiriniz rica ediyorum. Rica dediysem de o formalite tabii ki, olması gereken bu) aşağıda yazdığım isimler tarihi gerçeklerle şekillenip kendi ilham aldığım isimler üzerine oluşturulmuştur. (Onu unuttun bunu unuttun olmasın sonra) Daha çok duyarlı, kendi fikirlerini kendisi kağıda dökmekten, üretip çoğaltmaktan korkmayan, lafını sakınmayan ve başkalarına da el uzatan kadınlara ihtiyacımız var. Müzik ise burada en önemli platformlardan birini oluşturuyor. İşte bana her adımımda ilham veren, müzik dünyasının güçlü ve cesur kadınları:
ALISON MOSSHART
Blogu takip edenlerin bileceği gibi tabii ki listeye 1 numaralı idolüm, stil ikonum, ikonum ve daha pek çok şeyim (nasıl cümle kuruyorum tanrım!) olan Alison Mosshart ile başlıyorum. Önce The Kills ile duo kelimesini yeniden anlamdıran ardından The Dead Weather işle süper grup tanımına yeni bir soluk getiren Mosshart müzikteki başarılarıyla yetinmedi; Zadig & Voltaire ve Alexander Wang‘e modellik yaptı, uğruna koleksiyonlar üretildi… Bir yerlere kapsül koleksiyon falan hazırlasa da gömsem diye bekliyorum şu sıralar ama konu bu değildi. Konu Mosshart’ın gücüydü değil mi? Mosshart özel hayatında şaşılacak derecede çekingen ve utangaç biri olarak bilinmesine rağmen, sahnede Jamie Hince ile biraraya geldiğinde ondan daha güçlü ve vahşi durmaktan çekinmeyen bir kadın. E tamam bunun daha da ötesi olamaz dediğimizde bu kez gidip The Dead Weather‘ın solisti oldu (ki bu da aralarında Jack White‘ın da bulunduğu 4 erkeğin lideri konumunda olmak demekti) Peki altından başarıyla kalktı mı? Daha bile fazlası oldu. Alison pek çok kadının idolü konumunda. Müzik dışında resme karşı olan yeteneği ve galerileriyle, sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteklerle ve tüm o “utangaç kız/vahşi kaplan” ikilimindeki cazibesiyle çoktan ikonik bir konuma ulaştı bile.
STEVIE NICKS
Tamam kabul edelim Stevie Nicks koca bir efsane, sahnedeki kadınlar için bir mihenk taşı ama cahil “ben” için şu zamana kadar şarkılarıyla haşır neşir olmak yerine arada açıp kıyafetlerine bakılan bir ilham perisinden başka bir şey değildi. Ama ne oldu, geçtiğimiz ay American Horror Story Coven sezonunu izledim. Kadın birden bire diziye şarkısıyla daldı, öncesinde benim de bildiğim hakkındaki cadılık dedikodularına güzelce bir dokundurdu ve gitti. Ben ağzım açık, hem sesine hem tarzına hem de o havasına bakakaldım tabii. Sonrasında gelsin hummalı bir araştırma dönemi. (Şu sıralar her sabah Fleetwood Mac dinlemekteyim desem yeterli olur mu?) Fleetwood Mac ile imza attığı o müthiş şarkılar ve albümler, sahnedeki o büyüleyici tavrı, tabii o büyüleyici tavrı destekleyen stili ve o cadılık dedikoduları… Neyse ilahe diye bir şey oalcaksa, tanımı bu hayatta her zaman kendi yoluna bakan bu beyaz cadı olmalı…
SHIRLEY MANSON
Bir 90’lar çocuğu olarak tabii ki kısmen Garbage ile büyüdüm. Peki neydi sektörün en önde gelen 3 prodüktörünün kendilerine bu kızıl güzeli vokalist olarak seçmelerindeki ana etken? Shirley’nin cesaretiydi tabii ki de. Ekrandan ya da kulaklığınızdan sizi bir anda ele geçiren cesareti. En “pop” oldukları dönemde bile söylediklerini sakınmayan bu kadın sadece güzel bir yapma bebek olmadı hiçbir zaman. Sahnede göğüslerini gösterdiği için apar topar polis saldırısına uğramışlığı da, sivri dili nedeniyle çok taş yemişliği de var. Ayrıca dünyada ne oluyor ne bitiyor her daim takip eden bu ablamız Türkiye‘deki çoğu olaya da sessiz kalmayıp sosyal medyadan desteğini esirgemiyor.
FIONA APPLE
Sanırım 90’ların sonlarında müziğin başına gelen en güzel şey kendisi olabilir. Henüz 19 yaşındayken yayınladığı Tidal albümü tek kelimeyle muazzam olan bu güçlü kadın, şarkılarında 12 yaşındayken uğradığı tecavüzü de anlatabilir, MTV Müzik Ödülleri‘ndeki konuşmasıyla tabuları da yıkabilirdi. Evet Fiona her şeyi yapabilirdi, yaptı da. İşte MTV Ödülleri‘ndeki konuşması: “Maya Angelou biz insanların en iyi zamanımızda bile fırsatları ancak yaratabildiğimizi söylemişti. ve ben de şimdi ele geçirdiğim bu fırsatı istediğim gibi kullanmaya çalışacağım. Hey, şu an beni izleyen herkes! Size sesleniyorum: Bu dünya gerçekten boktan. Siz de kendinizi trende veya modaya göre sınırlamayın. ne giydiğiniz veya nasıl göründüğünüz önemli değil, kendiniz olun yeter.”
PJ HARVEY
Yeniden merhaba ey 90’lar, merhaba güçlü kadınlar… Sahiden 90’lardaki o tüm güçlü kadınlara ne oldu? Prodüktörlerinin eteğinin arkasına saklanmayan, auto-tune’a boğulmayan, söyleyecek bir kaç çift lafı olan… İşte o güçlü kadınlardan biri de Pj Harvey idi…
YOLANDI VISSER
İcra ettiği tür olarak şu listenin içinde sırıtıyor gibi görünebilir size ancak hakkını vermek gerek. Bu kadın sevdiği adamla (ya da bir zamanlar sevdiği adamla) istediği müziği yapıp -Die Antwoord- , istediği gibi giyinip, istediği gibi konuşup dünyayı turluyor. (Üstelik bir de çocuğu var ve vücut konusunda bir heykelle yarışır seviyede!)
DIANA ROSS
Michael Jackson dahil olmak üzere daha nice centilmeni kendisine aşık eden bir Studio 54 tanrıçası, aynı zamanda disko kraliçesi. Güçlü kadın figürünün zihnimdeki karşılıklarından biridir. (Tez zamanda tüm plakları edinilecek!)
DEBBIE HARRY
Blondie’nin merkezi, gerçek bir ikon. Sanırım ikon kelimesinin içini kendisi dışında bu denli doldurabilen de olmadı sonrasında. Hep küt kesilmiş kahküllü saçları, minicik elbiseleri,çizmeleri, Andy Warhol’un ilham perisi, şarkılarında siren etkisi yapan sesi, sahnedeki vahşiliği, dönemin cinsel devriminde önemli bir rol alması ve kampanyalarda yer almaktan çekinmemesiyle hep 1 numarada kalacak.
KAREN O
Sadece 2000’lerin poster bebeği olarak Yeah Yeah Yeahs solisti olmaktan daha da fazlasını başaran Karen O, o hep “çok şaşıracağımız” kadınlardan.
WENDY O WILLIAMS
Şimdilerin pop yıldızlarına bakıp şaşıranlar, şoka uğrayanlar ve onları cüretkar olarak niteleyenler maalesef The Plasmatics‘in efsanevi solisti Wendy O’ Williams‘ ı bilmeyenler kategorisine giriyor. Sahnedeki cüretkar kıyafetlerini şimdiki isimler gibi cinsel bir obje olmak için değil, sırf “yapabildiği için” giyiyordu. İntiharına giden yolun taşlarını ise maalesef her cüretkar insana yaptıkları gibi onu yabancılaştıranlar dizdi.
GRACE SLICK
Woodstock’taki White Rabbit performansı sırasındaki siren misali tavırlarına bakmak ve o büyüleyici anı yaratabildiğini bilmek bile kendisini ölümsüz kılıyor.
JOAN JETT
The Runaways’ten kendi kimliğini oluşturmak için ayrılıp sonrasında bir şekilde girl power ruhuna giren herkesin mutlaka idolü olmuştur Joan Jett.
COURTNEY LOVE VE 90’LAR SEATTLE’I
Yazsam bu liste ofisten eve kadar uzayacağı için bu başlık altında geçmek gerek diye düşündüm. Aralarında Courtney Love‘ın Hole’u, 7 Year Bitch (ki favorimdir), The Gits gibi grupların da bulunduğu 90’ların gerçek girl power akımında kızlarımız en feminen çiçekli prenses elbiselerinin altına çektikleri Converse’lerle sisteme karşı en gerçekçi ve sansürsüz cümlelerini sarfetmekten çekinmiyorlardı.
MÜŞRA DEMİR
https://www.youtube.com/multibabydoll
https://instagram.com/multibabydoll/