Chasing Mavericks ile sınırlara karşı

Yavaştan soğuyan günlerimize kısa bir ara verebiliriz. Bu aralardan biri için en uygun filmlerden biri ise Chasing Mavericks / Dalgaların Peşinde.

Sizi bilmem ama ben oldum olası sörfe meraklı olmuşumdur. (Özellikle sörf yapan erkeklere, öhömm….)

 

Sonsuzmuş gibi duran o harika denize önce karşı koymak, sonra seni ilerletmesini sağlamak… Sınırları zorlamak, sonra o sınırların da size karşılık verdiğini görmek…

 

 

Hal böyle olunca bu konuyu ele alan, bir şekilde merkezine oturtan filmlere de kayıtsız kalamıyorum.

Ancak şöyle de bir gerçek var: Bayağı ilginçtir ama genel olarak sörf filmleri; herhangi bir anaakım tv kanalının bayram tatili günlerinde öğle saatinde yayınladığı filmlerin kalitesini aşamamıştır.

Ama işte Chasing Mavericks’i de özel kılan bu. Oldukça kaliteli, oldukça özel ve oldukça başarılı bir iş benim gözümde. Dolayısıyla yukarıda yapmış olduğum genellemenin çok dışında. İzlediğiniz an ve yerden sizi uzaklaştırıp tam dalgaların ortasına bırakan bir film.

 

Gerard Butler, benim oldukça geç keşfettiğim bir değer. Tabii ki sadece görüntüsünden bahsetmiyorum, oyunculuğuyla da oldukça sevdiğim bir isim. Ama bu filmi resmen almış götürmüş.  Sörfe yakışmasının yanında, film için büründüğü görüntüyle resmen Eddie Vedder’a dönüşmüş denilebilir. (Merak edenler Eddie Vedder’ın sörf ortamlarındaki karelerine bakabilir.)

 

Kaldı ki sevgili Gerard’cığım, film sırasında az kalsın azgın dalgalara yem oluyormuş. Bak yazarken bile kalbim bir güm güm etti, neyse konudan uzaklaşmak yok!

Jay Moriarty rolü içinse, dünya çapında bir yarışma yapılmış. Rol için yarışmaya katılanların videoları halen letitcast.com’dan izlenebilir. Ama rolü kapan Jonny Weston kesinlikle kusursuz seçim olmuş.

Filmin merkezindeki Jay Moriarty, gerçek bir figür, efsane bir sörfçü. Hikayesini bilenler zaten biliyordur ama ben de sürprizini bozmak istemediğimden fazla ayrıntı veremesem de, efsane tanımını sonuna kadar hakeden bir sörfçü olduğunu belirtmek isterim. Sörfteki başarısının yanında hayattaki duruşuyla bile üzerinizde 10 dev dalga gücünde etki bırakabilecek biri. Böyle bir karakter için bence Jonny Weston harika bir seçim olmuş. O gençlik,masumiyet ve enerji karışımını harika şekilde sunmuş. Halen filmdeki çoğu anını düşününce, bu kelimeleri yazarken bile üzülebiliyorum. Bu çocuk isterse buradan alıp yürüyebilir…

Filmin bir diğer güzel kısmıysa kesinlikle soundtrack’i. The Offspring’den Come Out And Play (Keep ‘Em Separated) klasiğini duymak bile kesinlikle filme kapılıp gitmeniz için yeterli.

 

Chasing Mavericks, belki de özellikle hayatla ilgili şüpheleriniz olduğunda daha da fazla işe yarayabilecek bir film. Deniz ve sörf tutkunları zaten atmosferin büyüsüne, Gerard tutkunları Gerard’a kapılıp gidecek, bunları belirtmem bile yersiz.

 

Herkesin bu filmden en doğru mesajı alıp hayatını en güzel biçimde yaşaması dileğiyle!

LIVE LIKE JAY!

https://instagram.com/multibabydoll/

https://twitter.com/multibabydoll_

https://www.facebook.com/Multibabydoll/

 

 

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
WENT TO SEE THE GYPSY