Hep Yazı Hissetmek İsteyenlere: En İyi Yaz Filmleri

Deniz, kum, güneş… Bu üçlüyü sadece gerçekte değil; müzikten sinemaya her alanda hissetmeyi seviyorum. Çünkü yetmiyor, ne kadar yaz görürsem göreyim yetmiyor…

Bir Temmuz çocuğu olarak bana izledikçe yazı hatırlatan, yaz aylarında geçen, yaz aşklarına sahne olan, eğlence vaat eden, bir de bir diğer takıntım dalga sörfüne de bol bol yer veren en sevdiğim yaz filmlerini bir araya getirdim.

Herhangi bir tür ya da konu çizelgesinde gitmedim; sadece dalgalar ve güneşin yönlendirdiklerinden en sevdiklerim ve defalarca izlediklerim bu bir araya getirdiklerim… (IMDb puanı meselesini hiç sallamadığımı belirtmeme bile gerek yok sanırım…)

Siz de favori yaz filmlerinizi bana TikTok, Instagram adresimden veya Youtube kanalımdan ulaştırın; bu liste git gide daha da uzasın!

Almost Famous

Listeyi mantıklı bir sıralama gözetmeden yaptığımı söyledim ama 1 numarayı tabii ki kendi öz zevkime tahsis ettim! “Almost Famous / Neredeyse Ünlü” bana göre gelmiş geçmiş en sıcak, en güzel, en yumuşacık yaz filmlerinden biri. Burada da yıllar önce uzun uzun anlatmıştım, daha fazla görsel ve bilgi isteyenler bakabilirler.

Kısaca yaz stajında bir dergiye röportaj yapmak için hayranı olduğu grupla turneye çıkan bir gencin maceralarını anlatıyor. Bir büyüme ve aşk hikayesi.

Muhteşem kostümler, Kate Hudson’ın Oscar adaylığı ve sıcak bir yaz esintisi de bonusu… Özellikle rock chick Multi’ler kaçırmamalı!

Şarap adabını öğreneceğiniz bu film yazın esen o tatlı rüzgâr gibi gelecek. Tam bir şarap tutkunu olan Miles bunun peşine düşüp taaaaa California bağlarına doğru yola çıkar.

Yaz deyince aklımıza ilk gelen bir yol bir de bundan alacağınız o meşhur keyiftir herhalde. Bu saydığımız ikiliyi iliklerinize kadar hissedeceğiniz bu filmi listenize mutlaka eklemelisiniz. Kendi alanında oldukça kült olduğunu da ekleyeyim.

Call Me By Your Name

Yaz aşkı bir film olsaydı direkt bu olabilirdi. Sinematografisine laf edeni kovalayacağım bu muhteşem filmin temposu herkese göre değil. Film aynı zamanda bana göre Armie Hammer’ın ne denli yeteneksiz olduğunu gösterirken; diğer tarafta ise bize Timothee Chalamet gibi bir yeteneği kazandırdı.

Ayrıca şeftali benim favori meyvemdi. Malum sahne bunu bozmaya yaklaşsa da hala öyle ama, izleyenler anlayacaktır…

Point Break

Yeniden çevrildi ama bu 90’ların hit filminin kimyasına erişmesi imkansızdı; ki erişemedi de zaten…

Keanu Reeves ve Patrick Swayze’ın bizlere göz banyosu yaptırdığı bu aksiyon/macera filmi tabii ki sörf faktörüyle de kalbimi çalıyor. Keanu’nun sörf yapan bir grup suçlunun arasına sızdığı film, tam bir “90’lar klasiği”. Baddie’lere özellikle öneririm.

Chasing Mavericks

Yine sörf ve yine ben! Bu filmi 2014’te izlemiş ve buraya uzun uzun yazmıştım.

Sörf efsanesi Jay Moriarty‘nin hikayesinin anlatıldığı film oldukça duygusal. Gözlerimiz Gerard Butler ile bayram ederken, bir yandan da duygudan nemlensin isteyenler kesinlikle filme bir şans vermeli. En favori sörf filmlerimden biridir, sörfe ilginiz olmasa bile mutlaka bir şans verin sevgili yaz insanları.

The Talented Mr. Ripley

Patricia Highsmith’in 1955’te yazmış olduğu aynı adlı romandan uyarlanan film; yaz stili konusunda da en sevdiğim ilham kaynaklarımdan biri.

Gwyneth Paltrow, Matt Damon ve Jude Law gibi güzellikler de cabası.

Ayrıca giriş bölümündeki “Tüm dünyayı silebilecek olsam, silmeye kendimden başlarım” lafı, Ripley’nin ne denli zavallı olduğunun kanıtıdır.

The Endless Summer

The Endless Summer

60’larda çekilen bu sörf belgeseli hala bir klasik!

Dünya etrafında yaz mevsimini ve dalgaları kovalayan Mike Hyonson ve Robert August’un maceralarını izlediğimiz bu okyanus seyahatinin afişi aynı zamanda odamda bir duvar halısı olarak asılı.

Dazed and Confused

70’lerde geçen bu film; kült statüsündeki yapımlardan biri. Liseden mezun olan hippi gençliğin mezuniyet günü gecesinin anlatıldığı film; o dönemde gerçekten “küçücük olan” Milla Jovovich, Ben Affleck, Matthew McConaughey, Parker Posey gibi isimleri de kadrosunda bulunduruyor.

Soundtrack albümünde Kiss, ZZ Top, Lynyrd Skynyrd, Deep Purple, Alice Cooper, Black Sabbath bulundurması ise ayrı bir harikalık!

Yaşasın buram buram yaz geceleri!

La Piscine

A Bigger Splash diye yeni bir versiyonu da var ama rica ediyorum size onu -şimdilik- sallayın gitsin.

Bir aşk üçgeni ve beraberindeki kaçınılmaz felaketi yalın bir dille anlatan film; adeta bir Hitchcock filmi gibi tansiyonu yavaş yavaş yükseltiyor.

Bu rüya gibi yaz filminde Alain Delon, Romy Schneider ve Jane Birkin‘in insan olduklarına inanmak oldukça zor.

Üstelik Jane Birkin bu filmdeki stiliyle favori yaz stili ilhamlarımdan biri.

Do the Right Thing

Sımsıcak bir yaz gününü Spike Lee’nin gözünden izleme şerefine erişmek mi? Evet, lütfen!

New York Brooklyn’de, yılın en sıcak gününde geçen hikayede Spike Lee; ırkçılığı çok eğlenceli bir tarzda ti’ye alırken, ırkçılığın huzur dolu bir mahallede bile ne kadar hızlı ve tehlikeli şekilde yayılabildiğini gösteriyor.

80’lerde yapılmış Amerikan filmleri içerisinde en değerlilerinden biri kabul edilen Do the Right Thing ile Spike Lee, çok zor bir şeyi başarmış ve ırkçılık gibi tehlikeli bir konuyu olanca karmaşıklığına rağmen enfes bir şekilde beyazperdeye aktarmıştı.

Sex and The City 2

Tabii ki sonsuza dek Sex and The City fanıyım. Ve tabii ki sırf bu yüzden her ne kadar Sex and The City 2 filmi “bombooooooş” olsa da bu filme bayılıyorum.

Bunun iki nedeni var. Birincisi filmdeki Abu Dhabi tatilleriyle yeterince kuma, çöle, yaz iklimine (ya da çöl iklimine) ve bir SATC klasiği olarak renklere doymanız. İkincisi ise benim bu filmi lisedeki karne günümden sonra sıcak ve güzel bir Haziran gününde canım arkadaşlarımla sinemada izlemiş olmam. Çok şanslı hissediyorum!

Vicky Cristina Barcelona

Woody Allen’ın belki de “en yaz” filmi olan Vicky Cristina Barcelona’yı beğenmeyecek kişinin bir kış insanı olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Filmdeki Penelope Cruz tam bir yaz stili ilhamı.

Ve Javier Bardem. Aaaah Javier Bardem… Müziklere de ayrı başlık açmak gerek…

The Graduate

1967 yapımı bu klasik; Dustin Hoffman’ın kariyerinde de bir mihenk taşı. Üstelik o meşhur “bacak” sahnesi sinemanın kült anlarından biri. Film ayrıca 7 Oscar adayı olup En İyi Yönetmen Ödülü’nü eve götürmüştü.

The Graduate

Liste benim için ikiye ayrılıyor biliyorsunuz. “Mutlaka izleyin” filmleri ve “bana göre güzel o yüzden bu riski almıyorum” filmleri. Bu film, ikonik konumuna da bakınca “mutlaka izleyin” romantik komedisi olarak öne çıkıyor.

i’m just a little worried about my future” repliğiyle Benjamin Braddock, tam da bizim gibi hafif eserikli insanların yaz modunu yansıtıyor.

Bir scuba dalış kıyafeti ile dış dünyadan izole olmuş, sadece ve sadece ritmik nefes alışverişleri eşliğinde bes metreye yedi metre sembolik burjuva havuzunda su altında kalması ve bizlerin de – düşünsel olarak- scuba kıyafetinin içine sızmamıza izin vermesi; yabancılaşmanın görsel sanatlardaki en iyi yansıtıldığı anlardan biri…

Charlie’s Angels 2

1- Merhaba ben Müşra gerçek bir Charlie’s Angels fanıyım ve büyüyünce Charlie’nin meleği olacağıma emindim.

2- Favori meleğim Natalie yani Cameron Diaz idi.

3- Natalie’nin sörf sahnesi kalp ben.

Meleklerin şık yaz kombinleri eşliğindeki eğlenceli macerası bugün bile benim için ikonik. Leziz soundtrack albümü de bonusu!

Fool’s Gold

Fool’s Gold

Sınırsız deniz/okyanus/yat manzaralarına Matthew McConaughey’in kusursuz vücudunu ve Kate Hudson’la olan harika kimyasını ekleyin. Biraz Kevin Hart, komedi ve hazine avcılığı da eklerseniz; işte karşınızda kesinlikle favori komedi/yaz filmlerimden biri.

Yormuyor, çok eğlendiriyor ve gözleriniz her açıdan denize ve seksi “ficuda” doyuyor. Hayır daha ne bekleyebilirsiniz bir yaz filminden ben anlamıyorum ki???

Clueless

Konu olarak aslında oldukça yavan olsa da “içindeki her kıyafeti giymem lazım filmleri” listemde top 5’te olduğu kesin! Filmdeki kıyafetler üzerine 100 saat konuşabilirim ama yetmez, siz de o yüzden burada değilsiniz zaten.

Bu nefis eğlenceli 90’lar lise komedisine genç Paul Rudd da cabası. Kalp.

What Happens in Vegas

Cameron Diaz’ın en sevdiğim romantik komedilerinden biri. “Vegas’ta olan Vegas’ta kalır” felsefesinden yola çıkan filmde aslında Ashton Kutcher yerine başka bir “Eye Candy” de oynayabilirmiş ama olsun. Romantizminden çok, komedisinin yüksek olması artılarından biri.

Başından sonuna dek “nefis bir vakit harcatıcı”.

Just Go with It

Just Go with It

Bu film bana göre tam bir romantik komedi klasiği. “Ya sev ya nefret et” insanı Adam Sandler -ki ben kendisini SNL dönemi dahil çok severim- ve Jennifer Aniston’ın kimyası mükemmel.

İşin içine eğlenceli bir tropik tatil de eklenince kocaman gülümsemeyle izlenecek bir film çıkıyor ortaya. Filmin bonusu Nicole Kidman favorim!

Blue Crush

İki üç filmde bir sörf üzerine bir yapım görmeniz benim suçum farkındayım. Ama dalga sörfü ekrana çok yakışıyor yahu! Bu film tam bir MTV filmi… Yani güzel kızlar, havalı çekimler vs vs.

En güzel yanı Lenny Kravitz‘in filmde de kullanılan bu enfes şarkısı. Klibi izleyerek film için zaman da kazanabilirsiniz.

My Girl

Muhtemelen ben dahil 1990-1996 arası doğan kutsal neslin, ilk gözyaşları bu filmde dökülmüştü. Hala düşündükçe tüylerim diken diken olur ve şırıl şırıl ağlayasım gelir.

İzleyip masum yaz aşklarını hissedebilir, Macaulay Culkin‘in ne müthiş bir çocuk olduğunu hatırlayabilir ve gözlerinizde yaz yağmurlarını deneyimleyebilirsiniz.

The Sweetest Thing

Büyük bir Cameron Diaz hayranı olduğum kesin. Yani o müthiş “90’lar sonu 2000’ler başı” yıldızlarından birini seçecek olsam bu isim küçüklüğümden bu yana Cameron Diaz olur. Her filminde şık, enerjik (bazılarına göre sinir bozucu derecede) sarsak ve eğlenceli kız. Ve mutlaka dans ediyor, bunu da unutmayalım tabii.

Bu yüzden Diaz’ın bu kenarda köşede kalmış romantik komedisine ben hakettiği değeri veriyor ve bu listeye ekliyorum. Eğlenceli, sıcak ve TAM BİR YAZ FİLMİ! Christina Applegate ve Selma Blair de bonusu.

(500) Days of Summer

(500) Days of Summer

Yaz. Kahkül. Güzel şarkılar. Güzel elbiseler. Yaz. Ve yine yaz. Söyleyeceklerim bu kadar.

22 Jump Street

Aksiyon ve komedi formülü kötü uygulandığında “cheesy” kelimesinin sözlük anlamı olabiliyor. Peki ya iyi uygulanırsa? Bana göre 21 Jump Street’in bu devam filmi; tam olarak harika bir karışıma sahip. Bayıldığım Jonah Hill ve Channing Tatum’un kimyaları muhteşem; üstüne yaz tatili ve festival teması da gelince izlemekten hiç bıkmayacağım bir çerez yapım çıkıyor ortaya.

Magic Mike

Üst üste çok Channing Tatum koymuş gibi olacağım ama bu bir sorun yaratmaz diye düşünüyorum. Go go boy’ların hayatından bir kesiti gördüğümüz (işte sanat böyle olmalı!) bu şaheserde plaj partilerine değil kapalı mekanda gerçekleşen striptiz şovlara odaklanacağınıza eminim.

Odaklanmazsanız ayıp zaten!

Tüm bu şakalar bir yana, aslında Magic Mike’ın çok başarılı bir film olduğunu, Steven Soderbergh gibi ikonik bir yönetmenin elinden çıkan ve bu tarz bir işte çalışan insanların bunalıma varan ikili ilişkilerini çok güzel yansıtan bir yapım olduğunu belirtmem gerek.

Risky Business

“Tom Cruise’un donla merdivenden kayıp dans ettiği film” dersem belki Instagram’da “velvetcoke” benzeri vintage odaklı popüler kültür sayfalarını takip eden dostlarımız filmi anımsayabilir.

Tangerine Dream tarafindan yapılan müzkleri ve genel anlatım tarzı nedeniyle bir çok benzerinden ayrılan bir gençlik komedisi. Gerçek bir 80’ler klasiği!

“sometimes, you just have to say “what the fuck!” and make a move”

Brat Summer era’mız için harika bir motto.

I Know What You Did Last Summer

Listenin tek gerilim filmi, “Geçen Yaz Ne Yaptığını Biliyorum”; Scream ile 90’lardaki teen slasher film furyasının en ünlü ve iyi örneklerinden biri. (Hatta Scream ile senaristleri aynı.)

Ortamlarda hala geyik malzemesidir, külttür ve her sene yeniden çekilme projesi rafa kalkar…

Her film listesinde görmeye alıştığınızı biliyorum ama bu film kadar sıcak başka bir film aklıma gelmiyor. Film, bir ailenin küçük kızları Olive’in hayalini gerçekleştirmek için minibüslerine doluşup çocuk güzellik yarışmasına gidişlerini anlatıyor. Little Miss Sunshine yazınıza renk katacak!

Geçen aylarda izleme şansı bulduğum etkileyici bir film.  Emile Hirch’ü başrolde izlediğimiz yapım, anı yaşamanın aslında ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. İçinizi enerji ve gezme isteğiyle dolduran bu filmi henüz izlemediyseniz bir akşam tüm arkadaşlarınızı toplayıp evinizin konforunda izlemelisiniz. Serin serin içeceklerinizle beraber tabii ki!

Bu filmin her sahnesinde güneşi, hayatı bugünü hissedeceksiniz! Eddie Vedder’ın hazırladığı ikonik soundtrack albümü de işin Bonus’u.

Yaz filmi demek yaz aşkı demek diyenlerdenseniz bu film tam size göre. Jesse Eisenberg ve Kristen  Stewart’ın  başrollerini paylaştığı film 1987 yazında bir Amerika kasabasında geçiyor. Eğlence ve yaz aşkları üzerine çekilmiş eğlenceli bir film. İzlenmeye değer. Kristen Stewart’ı pek sevmem ama bu filmde kendini izlettirmeyi başardı.

İKONİK. Marilyn Moroe ve Tom Ewell’in başrolleri paylaştığı 1995 yapımı filmde, karısı ve çocuğunu yaz tatiline gönderen Richard’ın üst katlarına taşınan sarışın kadınla tanışması ve hayal dünyasında epeyce büyüttüğü ilişkisi anlatılıyor. O ünlü rüzgârda açılan elbisesini tuttuğu, tarihin unutulmaz fotoğrafı bu filmin ürünü. Her türlü izlenir.

Surfer Dude

İşte bu tam da “ben sevdim ama bence siz sevmeyeceksiniz” filmi. Çünkü bu tam bir “Stoner” filmi.

Sörf, plajda geçen kaygısız rahat bir hayat ve Matthew McConaughey üçgeninden hoşlanıyorsanız; bittikten sonra denizden yeni çıkmış gibi bir rahatlama hissetmeniz olası…

MÜŞRA DEMİR

Zeen is a next generation WordPress theme. It’s powerful, beautifully designed and comes with everything you need to engage your visitors and increase conversions.

Top 3 Stories

Daha Fazla İçerik
Müzik Pazarı’nda bir gün